AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome – Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu) olarak isimlendirilen hastalık virüs kaynaklı bir bağışıklık sorunudur. AIDS hastalığına neden olan HIV virüsü vücutta bulunan bağışıklık sistemindeki önemli hücreleri yok ederek bağışıklık sisteminin güçsüz düşmesini sağlar. Bu hastalık zayıflayan bağışıklık sistemiyle birlikte, ağır enfeksiyon hastalıkları, hatta kanser vb. hastalıkları da tetiklemektedir.
AIDS Belirtileri Nelerdir?
HIV virüsü insan vücuduna girdiğinde çok uzun yıllar boyunca herhangi bir belirti göstermeyebilir. Bu hastalığın ilerleme potansiyeli ve belirtilerinin ilk olarak ortaya çıkma zamanı vücuda giriş şekline göre farklılık gösterir.
HIV virüsü vücuda giriş sağladıktan sonra çoğalır ve aylar/yıllar boyunca sürekli değişik çoğalma hızlarıyla artmaya devam eder. Vücuttaki virüs seviyesi belirli bir oranı aştığında bireydeki AIDS hastalığı belirtileri görünür. Bunlar günlük yaşamı etkileyen belirtiler olmadığı için birey tarafından fark edilmeyebilmektedir. Bu belirtiler ilk başta şu şekilde baş gösterir; yorgunluk, aralıklı ishal problemleri, ağızda beyaz yaraların (aftların) oluşumunun sıklaşması, halsizlik ve çok sık hasta olmak gibi sağlık problemleri karşılaşılmaktadır.
Eğer hastalık fark edilmezse ve ilerlemeye devam ederse belirtilerin dozu artmaktadır. Bu belirtiler de şu şekildedir; kontrolsüz kilo kaybı, ishalin uzun sürmesi, gece aşırı terleme, sık sık ateşlenme, aftların derinleşmesi, vücudun farklı bölgelerinde pembe, kırmızı, mor lekelerin belirmesi, solunum yolu hastalıkları ve unutkanlıktır.
AIDS Nasıl Bulaşır?
Bu hastalık HIV virüsü taşıyan yani enfekte olmuş kişilerin vücut sıvılarının enfekte olmamış kişilerin vücuduna girmesiyle bulaşmaktadır. Bu virüsün yayılmasında en etkili vücut sıvıları; kan, sperm, vajina salgısı ve anne sütüdür.
Cinsel yolla bulaşma: HIV virüsünün bireylere bulaşmasının en büyük etkeni korunmasız cinsel ilişkidir. Bu oran yaklaşık %80 ila %85 arasındandır. HIV-pozitif (HIV virüsünün enfekte olunması) olan bir bireyin vücut sıvısında (sperm/vajina salgısı) olan virüsün, cinsel ilişki esnasında bütünlüğü bozulmuş olan vücut mukozalarından içeri girmesiyle bulaşır. HIV-pozitif bir birey ile tek bir korunmasız ilişkinin gerçekleşmesi bu hastalığın enfekte olunmasına neden olabilir.
Kan yoluyla bulaşma: HIV virüsü kanda bulunduğu için herhangi bir sağlıklı bireyin bu kana temas etmesiyle hastalık yayılabilmektedir. Bu tarz yayılmaların başında HIV-pozitif bireyin temas ettiği aletlerde bıraktığı kanla, HIV-negatif bireyin teması, yaralanması ya da virüslü kanın deri veya mukoza sıvıları sonucuyla bulaşması vardır.
Anneden bebeğe bulaşma: Virüs enfekte olan bir anne, HIV virüsünü bebeğine gebelik döneminde, doğum sırasında ya da doğum sonrasında emzirirken bulaştırabilmektedir.
AIDS Hastalığı Tedavi Edilebilir Mi?
HIV virüsünün tedavisi için; virüs vücuda girdiğinde CD4 isimli bağışıklık sistemi hücresini azaltmaktadır, bu yüzden de en için temel amaç bu hücrenin azalmasının engellenmesidir. Bu tedavi için üç tane farklı ilaç bulunmaktadır. Bu ilaçların kullanımı, ilacın virüse karşı gösterdiği dirence istinaden belirlenmektedir. HIV-pozitif birey, doktor tarafından kullanılması için verilen ilaçları kullanırsa ve tedaviye yeterli oranda uyum sağlarsa HIV virüsü çok büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.